Gözümüzü açıp kapayana kadar değişen sosyal mecralar diyarında acaba neler oluyor?
Belki de biz cevaplayana kadar level atlamış bile olabiliriz. Bu günlerde hızla akıp giden gündemi takip edelim derken, bir bakıyoruz ki her gün yeni bir trende uyanmışız. Belki bu trendleri biz yaratıyor ya da takipçisi oluyoruz. Son zamanlarda dünyanın pür dikkat takip ettiği Pandemiyle hayatımızda sadece sağlık değil birçok alanda değişiklikler yarattı ve görünen o ki yaratmaya da devam edecek. Dijital’in zorunluluk haline geldiği günlerdeyiz. Facebook’tan Instagram’a Instagram’dan YouTube’dan TikTok’a zincirleme git gel yapıyoruz. Bunların arasında kabullenmemiz gereken bir gerçek var ki vücudumuzun yeni uzullar haline gelmek üzere olan telefonlar, Laptoplarımız…
Tabii bu durum markalar için de yeni bir dijital serüvenin başladığının habercisi. Medya tüketim alışkanlıkları değişmeye başlayan kuşakların ihtiyaçları, anlık veya daimi getirilecek yenilikleri kaçınılmaz kılmaya başladı bile.
Hadi birlikte Pandemi’den sonra kullanımı artan online içeriklere şöyle bir bakalım;
Bu da haliyle sosyal mecraları da dolaylı olarak etkiliyor. Bazen Netflix’te bir diziye başlamadan Instagram’da spoiler üzerine spoiler görerek Instagram’da diziyi bitirme derecesine geldiğimiz oluyor. Mesela biz La Casa De Papel’i Instagram’dan izledik.
Peki, bu sıralar öne çıkan sosyal mecralarda neler oluyor?
TikTok, eğlence odaklı kısa videoların paylaşım platformu olarak “Anı yaşa, yaratıcılığını paylaş!” mottosuyla hayatımıza kısa sürede giriş yaptı. Markalar bu sosyal mecraya karşı ilk zamanlar çekimser davrandılar fakat son zamanlarda bunu kırdıklarını ve TikTok influencer’ları ile iş birliği yapmaya başladıklarını görüyoruz. İlerleyen zamanlarda da bu platformda marka işbirliğini daha çok göreceğiz gibi.
YouTube, Türkiye’de en çok kullanılan sosyal medya platformlarına göre ilk sırada yer alırken, son dönemde internet kullanıcılarının %93’ü internet’te online video izlemekte, vlog yayınları ile vakit geçirmekte, internet servisleri üzerinden müzik dinlemekte olup, bir kesim de online radyo dinleyicisiyken bu oranlar salgında kullanıcıların internet kullanımlarında artış sağlamakla birlikte markaların bu platformda içerik üretip gündemi takip eden içerikler sunuyor.
Instagram, Türkiye’de son zamanlarda en çok kullanılan sosyal mecralardan ilk üçe girmeyi başaran Instagram, bize getirdiği yeniliklerle zaman zaman bizi şaşırtmayı ve sevindirmeyi başarıyor. Stalker’ları üzen özelliklerle beraber deneme aşamasında olan kullanıcı üzerindeki baskıyı azatmak için sayısal verileri kaldırmayı planlamasıyla gündemde. Son günlerde hikâyedeki canlı yayınların %30 artması ve Türkiye’de aktif hale gelen hikâyede müzik özelliğinden sonra gündemi hızlı bir değişikliğe uğrattı ardından Instagram canlı yayında bağış toplama özelliği getirerek kullanıcılarını heyecanlandırmayı başardı.
Ayrıca Instagram markaların hedef kitleleriyle zaman zaman duygusal bir bağ kurmayı başarmalarına yardımcı olan önemli bir platform haline geldi. Markaların influencer’larla yaptıkları işbirlikleriyle hedef kitlesiyle kolay bir etkileşim sağladıklarını biliyoruz. Birçok markanın bu iş birliklerinin artması sonucunda kullanıcılar artık daha çok küçük kitleye hitap eden mikro influencer’ları daha güvenilir olarak kabul etmeye başladılar.
Linkedln, kullanıcıların iş ve eğitim bilgilerine yönelik bir veritabanına sahip ve diğer sosyal mecralara göre de misyonu daha farklı. B2B (şirketler/işletmeler arası pazarlama) ve B2C (işletmelerin müşterilerine pazarlama faaliyetleri) için sunduğu fırsatlarla öne çıkmayı başaran Linkedln getirmeyi planladığı özelliklerinden biri olan hikâye özelliği gibi yeniliklere kullanıcılılarının aktif kalmalarını sağlıyor.
Özetle, bu değişim ve dönüşüme göre; hedef kitlesine seslenmek için yeni iletişim stratejileri geliştirirken değişimi takip etmeyi hatta değişimin parçası olmayı başaran markalar bu süreçten avantajlı çıkacak bizden söylemesi…